İş ehlinde olursa bu takım kaybetmez…

Bugün (dün) yenilgisiz Aksaray, sonra zirve savaşı veren Muş, şampiyonluk hedefi ile yola çıkan İstiklal Spor ve sonrasında yenilgisiz Gebze Spor ile oynayacağız.

Alın bu 4 maçı bakalım yolumuza.

Geçen hafta yazdım…

Macera aramaz ve Bursaspor Futbol Takımını deney için kullanmazsa bu teknik ekip 4 maçı da alır yolumuza emin adımlarla gideriz.

Bursasporlu futbolcular bu ligin üstünde mi?

Tartışmasız evet.

Yeter ki nerede, neyi, ne zaman uygulayacağını ve korkmadan oynatmayı bilen teknik ekip doğru olanı yapsın.

Bursalı- Meksikalı- Arjantinli- İngiliz, Alman olması önemli değil…

Önemli olan işi iyi bilen ve futbolun basit oyun olduğunu beynine yerleştirenlerin takımın başında olmasıdır.

Geçen hafta kazandık. (Menemen maçı)

Onlar beceriksizdi, bizimkiler ustaydı.

Önemli olan nedir?

Bursaspor’un hedefe emin adımlarla ve Türkiye’de takdir edilen bir oyunla şampiyon olması.

Taraftarlarımız nasıl Süper Ligin üzerindeyse, teknik heyettekiler de bu ligin üzerinde olduklarını kanıtlamalı.

“İşi ehline vermek” diye bir söz vardır.

Çok severim.

Ve bir de şu sözü…

“Her başarılı insanın planı ve projesi, her başarısız insanın mazereti vardır.”

Çok severim.

Birilerinin torpili, birilerinin önerisiyle değil, iyice araştırarak, bilerek takımı işin ehline emanet etmektir doğru olan.

Şu anda doğru mu yapıldı?

Geçen hafta yazdım…

Suyu bulandırmayacağım.

Önce bugün (dün), sonraki üç hafta teknik heyetin ne olduğunu hepimize gösterecektir.

Okuyun dostlar…

Ocak 630’da Mekke’nin fethi sırasında Hz. Muhammed, Kâbe’nin kilitli olduğunu gördü. “Anahtar kimde?” diye sordu ve anahtarın Osman İbn Talha’da olduğunu öğrendi. Hz. Muhammed, Ali’ye “Anahtarı Osman’dan al” dedi.

Ali yanına gidip “Anahtarı bana verebilir misin?” diye sordu. Osman, “Neden soruyorsun? Mekke’de biri mi var?” diye yanıtladı. Ali, “Hz. Muhammed Kâbe’ye girmek için bu anahtarı istiyor.” diye yanıtladı. Osman anahtarı vermeyi reddetti. Ali, kavga dövüş anahtarı ondan aldı ve Hz. Muhammed’e verdi.

Ali anahtarı almaya gittiğinde Yüce Allahımızdan peygamberimize vahiy geldi.

Neydi o?

“Bu anahtarı sahibine geri ver.”

Ve şu sözlerin de aralarında geçtiği söylenir…

Ali’de şöyle der Peygamberimize…

“Yüce Allahımızın Elçisi; anahtarı almamı istedin. Zorla, kavga dövüş anahtarı aldım. Niye şimdi bunu dersin?”

Peygamberimize şöyle vahiy indiği iddia edilir…

“Ya Muhammed, rengine, duruşuna bakma. Bu zamana kadar Kabe’ye gözü gibi bakan kişiye, ehline anahtarı geri ver.”

Ve…

Hz. Muhammed, Ali’ye anahtarı Osman İbn Talha’ya geri vermesini ve yaptığından dolayı af dilemesini söyler.

Ali, Osman’ın yanına gider ve ona şöyle der…

“Ey Osman, bana verdiğin bu anahtarı sana geri vermek için buradayım ve lütfen yaptığım için beni affet.”

Osman ona güldü ve “Önce anahtarı benden kapmak için buraya geldin, şimdi de anahtarı bana geri vermek için mi geldin?” dedi. Ali, “Anahtarı senden aldım, ancak Hz. Muhammed’e onu sana geri verilmesi için vahiy geldi.” dedi.

Ali ayeti söyledi ve Osman…

“Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh” diyerek Müslüman oldu.

Hz. Muhammed anahtarı Şeybe ailesine uzatarak, “Ey Talha oğulları, bunu kıyamet gününe kadar ebediyen alın. O, sizden ancak zalim bir hükümdar tarafından alınacaktır.” dedi.

Daha sonra Osman bin Talha, Muhammed’in en iyi arkadaşlarından biri olarak kabul edildi.

Her iş böyle olmalı.

İşi bilen, layıkıyla yapan ve ehli olanlarla yol yürünmeli.

Bunun Veli-Selami- Şerafettin- Keramettin ya da bir yabancı olması önemli değil…

Önemli olan ehil olmasıdır.

İnanıyorum ki…

Bursaspor’da işi bilen ve layıkıyla yapanlarla şampiyon olacaktır.