Sibel Öztopçu / Bursam Medya
Bugün itibariyle Bursa İl Sağlık Müdürlüğü önünde başlayan ve 10 Ocak gününe kadar devam edecek eylemde, Aile Hekimleri Yönetmeliği’nin iptal edilmesi ve aile sağlığı merkezlerinin fiziki ve tıbbi donanımının iyileştirilmesi, hekimlerin maaşları ve çalışma şartları gibi bir çok konu gündeme getirilecek.
Bursa Tabip Odası’nın da destek çağrısında bulunduğu eyleme CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Kadir Binbaş, Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) Başkanı Zeynep Özsevimli, Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN) Aile Sağlığı Çalışanları Ebe ve Hemşire Dernekleri Federasyonu (ASEF), Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası, Birlik Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası, Genç Sağlık Sendikası, Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş), Hekim Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası, Hürriyet Sağlık ve Sosyal Hizmetler Çalışanları Sendikası (Hürriyet Sağlık Sen), Sağlık Çalışanlarına Hak ve Mücadele Derneği (SAHADER), Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİMSEN), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Tabip ve Diğer Sağlık Çalışanları Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kamu Görevlileri Sendikası (Tabip-Sen), Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜMRAD-DER), Türk Tabipleri Birliği (TTB) katıldı.
HEKİMLER SAĞLIK BAKANINA SESLENDİ!
AHEF Yönetim Kurulu Üyesi ve Bursa Aile Hekimleri Derneği Başkanı Zeynep Özsevimli sağlıkçılar adına yaptığı ortak basın açıklamasında sağlık bakanına seslendi. Özsevimli, “Bugün sağlık emek meslek örgütleri ile birlikte sahada canla başla çalışan hekim, ebe, hemşire ve sağlık emekçileri olarak binlercemiz yeniden sağlık müdürlüklerinin önündeyiz. Üçüncü defa iş bırakıyoruz. Sağlık Bakanlığı’na sesleniyoruz. Halkın sağlığını korumak ve geliştirmek istiyor musunuz? Hekimlerin, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerinin sorunlarını çözmek istiyor musunuz?
Duyuyorsunuz biliyoruz. Ancak anlamıyorsunuz, ne yapacağınızı bilmiyorsunuz. Kasım ayında anlattık! Aralık ayında anlattık! Ocak ayı geldi. Biz bir kez daha anlatalım. Bu yönetmelikle hekimlerin yazdığı reçeteler baskı altın alınmakta ; antibiyotik, ağrı kesici ve mide ilaçları yazmamız kısıtlanmaktadır. Hastaların tıbbi durumu, ihtiyacı neyi gerektiriyorsa bizler o ilacı yazmakla yükümlüyüz. Hastasını tedavi etti diye hekimlerin, sağlık çalışanlarının gelirinin azaltmak hangi mantığa sığar? Soruyoruz!” dedi.
“HEKİMLERİN GELİRİNİ AZALTMAK HANGİ MANTIĞA SIĞAR?”
“Yönetmelikle, sorumlu olduğumuz nüfus içinden 6 ay ASM’ye başvurmayan kişiler için de gelirimiz kesiliyor” diyen Özsevimli sağlık bakanına, “Hastalarımız verdiğimiz tedavi ve önerilerimizle sağlıklı olduysa bize neden başvursun? Yine soruyoruz: Hastasının sağlığını korudu diye hekimlerin, sağlık çalışanlarının gelirinin azaltmak hangi mantığa sığar? Ey Sağlık Bakanlığı, 2025 bütçesinde de kaynakların %50’den fazlasını hastaneler ayırdığınızı gördük. Her bir kişinin yılda 12 defa doktora başvurmasıyla övündüğünüzü duyuyoruz. Para getiren tedavi edici hizmetleri sürekli öne çıkarttınız, hastaların gerekmediği durumlarda bile 3. Basamak hastanelere, özel hastanelere gitmelerini teşvik ediyorsunuz. Herkesin her istediği zaman, istediği hastaneye başvurmasının önünde hiçbir engel yokken, yılda 7 defadan fazla hastaneye başvuran hastalarımız için aile hekimliği çalışanlarından para kesmek hangi mantığa sığar? Sevk zincirinin gerektirdiği koşulları sağlamadan, gizli bir sevk sistemine zorluyorsunuz. Aile hekimliğini amacı dışındaki iş yükü ile işlemez hale getirmişken hastaların hastaneye başvurmasını nasıl ve niçin engellememizi bekliyorsunuz?” sorularını yöneltti.
“HYP İŞE YARAMIYOR”
Özsevimli, “Bakanlık yetkililerinin öve öve bitiremedikleri Hastalık Yönetim Platformu (HYP) hastaya fayda sağlamadığı gibi bizi veri giriş memuru yapmaktan başka işe yaramıyor. Yönetmelikle; Bir yandan 3500 nüfusa hizmet vermemiz, çok sayıda poliklinik yapmamız istenirken aynı zamanda kronik hastalıkları HYP sistemine girmemiz bekleniyor. HYP ye veri girişi kronik hastalık tarama ve takibi değildir. Aile hekimleri zaten yıllardır bu hastalıkların takip ve tedavisini ulusal ve uluslararası rehberlere uygun olarak yapmaktadır” şeklinde konuştu.
“HEKİMLER PUAN TOPLAYAN OYUN FİGÜRÜNE DÖNDÜ”
Sağlık Bakanlığının ülkemiz için gelecekte önemli bir sağlık sorunu ve yükü olacak bu hastalıkların takibini sadece bir yazılım sistemine 2-3 dk lık veri girişi olarak görmesi, toplum sağlığı için endişe vericidir. Soruyoruz; Hastalarımızın bilgilerini Aile Hekimliği Bilgi Sistemi dışında başka bir programa girmemizin mantığı nedir? Hastaya faydası olmayacak bu işlemi Bakanlık bizden neden istemektedir? Bakanlık bu verileri bilimsel makale yapıp birilerini doçent profesör yapmanın peşinde midir? Açıkça söylüyoruz; Hekimler veri toplama memuru değildir. Hastaların tıbbi takibini zaten yapıyoruz, gerekli tedavileri planlıyor, önerilerde bulunuyoruz. Hastalara faydası olmayacak veri girişlerini yapmamız için bizi zorlayamazsınız. Bu yönetmelik hekimleri ve hekimler üzerinden hemşire, ebe ve sağlık emekçilerinin tamamını yukarıda anlattığımız gibi hastaya faydası olmayan hizmetler ve kriterler üzerinden puanlamaktadır. Yetmiş puanın altında puanımız olursa sözleşmemizi feshedilmektedir. Bu şekilde hekimler puan toplayan bilgisayar oyun figürlerine dönüştürülmekte, işine son verme tehdidiyle meslek bağımsızlığı ve meslek onuru ayaklar altında alınmaktadır.
“AİLE SAĞLIĞI MERKEZLERİ TİCARETHANE DEĞİLDİR”
Eziyete dönüşen Aile Hekimliği Performans ve Ödeme Yönetmeliği derhal geri çekilmelidir. Bakanlık birinci basamağı güçlendirmek istiyorsa daha ciddi sorunlarla uğraşmalıdır. Öncelikle ASM’leri ticarethane mantığından çıkarmalıdır. ASM’lerin giderleri Aile Hekimleri tarafından devletin verdiği cari giderden karşılanmaktadır. Aile sağlığı merkezlerine verilen cari gider içindeki elektrik su tıbbi malzeme asgari ücret giderleri enflasyon oranının kat ve kat üzerinde artarken cari gideri verilen memur enflasyonu kadar artış cari gideri birçok aile sağlığı merkezinde yapılan giderleri karşılayamaz hale getirmiştir. Birçok aile sağlığı merkezinde aile hekimleri cebinden para harcar duruma gelmiştir. Dolayısıyla aile sağlığı merkezinin finansmanı aile hekiminin üzerine yıkılmıştır. Bizler hekimiz, esnaf değiliz ! Hastalarımızın sağlığından başka bir şey düşünmek zorunda bırakılmak istemiyoruz.
“EYLEMLERİMİZ ENGELLENMEYE ÇALIŞILIYOR”
Bu sistemle ASM’ler de çalışan ebe ve hemşirelerin tavan katsayısı artırılmadığı için ciddi maddi kayıplar yaşanmaktadır. Aile Sağlığı merkezinde çalışan ebe ve hemşirelerin maaşları, ilçe sağlık müdürlüğü ve idari bürolarda çalışanların çok altına inmiş, entegrelerde çalışan aile hekimi, hemşire ve ebelere düşüşün üstüne beşer nöbet eklenince toplu istifalar olmuştur. Bu sorun çözülemediği takdirde ASM’ler de ve Entegre ilçe hastanelerinde çalışacak hekim, ebe ve hemşire kalmayacaktır. Bizler aile sağlığı merkezlerinde çalışan hekim, hemşire, ebe ve sağlık emekçileri olarak üretimden gelen gücümüzü kullanarak bu hafta iş bırakıyoruz. Sağlık Bakanlığı iş bırakma süresinde ne yapıyor? Bebek ölümlerini engelleyecek denetimleri yapacak eleman zaman bulamayan müdürlükler her gün ASM’leri günde iki defa dolaşarak tutanak tutuyor hukuksuz bir şekilde cezalar vererek eylemimizi engellemeye çalışıyor. Oysa biz Anayasal hakkımızı kullanıyoruz. Çünkü sağlık sistemini bir sorunlar yumağı haline getirdiniz. Hastanelerde, ASM’ler de çalışan hekimleri sağlık emekçilerini tükettiniz. Sağlık kurumlarımızı ticarethaneye, hastalarımızı sadece hastalıklarından para kazanılan kişilere çevirdiniz. Sizin yarattığınız sistem bebekleri öldürürken seyirci kaldınız. Sağlıkta Dönüşüm Programı ile yarattığınız sistem ne hastaları ne de bizi mutlu etmiyor. O nedenle sadece biz değil hastalarımız da yanımızda. Biz burada mesleğimiz, emeğimiz ve yurttaşlarımızın sağlığı için bir araya geldik.
İŞTE HEKİMLERİN 5 İSTEĞİ!
“Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği geri çekilmelidir. Hekimlere, ebelere, hemşirelere ve sağlık emekçilerine yeterli puanı alamadı diye sözleşme feshi ile tehdit edilmesine izin vermeyeceğiz” diye konuşan Özsevimli hekimlerin daha önce de dile getirdikleri 5 talebini şöyle paylaştı:
“Bizler bu eylemlerle meslek onurumuza sahip çıkarken halkımızın sağlık hakkını da savunuyoruz. Sağlıklı bir toplum ve iyi çalışan bir sağlık sistemi için daha önce de dile getirdiğimiz beş talebimizi hatırlatmaya devam edeceğiz:
1. Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır.
2. Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar Aile Sağlığı Merkezi sayısı hekim başına 2.000 nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır.
3. Aile Hekimliği’nde güvencesiz ve kadrosuz istihdamı kabul etmiyoruz. Aile sağlığı merkezlerinde nüfus yapısına göre yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Ebe ve hemşirelerin maaş ve teşvik ödeme kriterleri; Aile Hekiminin çalışma kriterleri ile değil kendi mesleki sorumluluklarına göre düzenlenmelidir. Aile Sağlığı Çalışanlarının Kanun değişikliği gerektiren teşvik ücreti katsayısı en az iki katı ve tavan ücreti en az üç katı oranında artırılmalıdır.
4.Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan hekim, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir.
5. Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınmalı, etkili şiddet yasası çıkarılmalı ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmalıdır.
Taleplerimiz sadece kendi haklarımız için değil halkımızın eşit, ücretsiz, erişilebilir ve daha nitelikli bir sağlık hizmeti almasını sağlamak için önemlidir. Bu nedenle eylemlerimize halkımızın da desteğini bekliyoruz. Taleplerimiz gerçekleşene kadar çeşitli eylem ve etkinliklerle sağlık otoritesini harekete geçme konusunda zorlamaya devam edeceğimizi, sonuç alıncaya kadar vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz.”
“SAĞLIK SİSTEMİ 3 ŞEY İLE ANILIYOR: ÇÜRÜME, ÇÖKÜŞ, ÇETELEŞME!”
CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala da aile hekimlerine destek veren isimlerdendi. Pala burada yaptığı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
Talepleriniz karşılanana kadar eylemlerinizde yanınızda olacağımızı Cumhuriyet Halk Partisi adına söylemek istiyorum. Biliyorsunuz sağlık bakanlığı artık son bir kaç yıldır 3 şey ile anılıyor. Çürüme var, çöküş var ve çeteleşme var. Bugün aslında sizlerin dile getirdiği sorunlar, çürüme ve çöküşle yakından ilgili. Neden mi? Şöyle bir örnek vereyim; Bebek ölüm hızı gibi bir sağlık siteminin en temel göstergelerinden birisi Türkiye’de azalacağı yerde artmaya başladı. Bizde binde 9’du 10’a yükseldi. Bakanlığa sorduk, 6 Şubat depremleri oldu dediler. Fakat bebek ölümlerinde artış gösteren iller 11 ilden fazla. Bir başka konu Yenidoğan Çetesi. İstanbul’da 202o yılından beri bebek ölümleri artarken sessiz kalan o dönemin il sağlık müdürü bakan olarak görev aldı. Bu haksızlıklar kabul edilemez. Üstelik bugünlerde emekli maaşlarındaki yetersiz artış ve asgari ücretteki düşüş için bir kez daha altını çizmekte yarar var. Türkiye’de ne genel bütçede ne sağlık bütçesinde sorun kaynaklar değil, sorun kaynakların dağıtımındaki adaletsiz tercihler. İşte bu yüzden bizim hem bu iktidardan kurtulmamız hem de bu sistemi değiştirmemiz gerekir. Bizim kamucu, eşit, ücretsiz erişilebilir ve nitelikli bir sağlık sistemine ihtiyacımız var. Bunu hayata geçirebilmek içinde hep birlikte mücadeleye devam edeceğiz.”
“YÖNETMELİKLERİNİ UYGULAYAMAYACAKLAR”
Bursa Tabip Odası Başkanı Kadir Binbaş da eyleme destek amaçlı yaptığı konuşmasında şu sözleri kullandı:
“Bu yönetmelik çalışanların onurunu rencide eden bir yönetmelik. Bu yönetmelik özünde diyor ki aile hekimleri çalışmıyor. Arkadaşlar biz çalışmıyor muyuz? Bizim 2025 yılında 2024’e göre yüzde 30 daha alım gücümüz düşecek. Yıllar içerisinde son 5- 10 yılda zaten alım gücümüz yeteri kadar düşmüştür. Bugün Bakanlar Kurulu, emeklilere 1 kilo kıyma daha fazla alabilsinler diye aylıklarında bin lira, 500 lira artış yapmak için toplanacaklar. Arkadaşlar buna rağmen maaşlarımız doğru düzgün artmazken vergi masraflarımız arttığı için, holdinglerden, bankalardan, yandaşlardan kesilmeyen affedilen vergilerin hepsi bizim üzerimizden alınıyor. Vergi yükünü de hesapladığımızda çalıştığımızın yüzde 50’sinden daha fazlasını geri ödüyoruz. Sevgili arkadaşlar emin olun üç aydır bu eylemleri yapıyoruz ve görüyoruz ki kendi yönetmeliklerini uygulayamadılar ve bundan sonra da eminim uygulayamayacaklar. Arkadaşlar biz sadece adalet istiyoruz, gelirde de adalet istiyoruz, vergide de adalet istiyoruz, ülkede de adalet istiyoruz ve biliyoruz ki adalet yoksa barış yoktur. Adalet yoksa ekmek yoktur diyoruz. Ve diyoruz ki haklıyız, kazanacağız.”
Nilüfer’de zirai ilaç ambalaj atıkları kontrol altında